Pismanlıkla dolu bir güne baslangıctı, evet konusmuyor etmiyor olabilirdik ama sonucta varlığı vardı uyandığımda o varlığı hissedemedim.. Garipti. Zaten bir hasta modundan kurtulamadım bu is te girince ise daha da beter bir ruh halini sardı bedenim.. Neyse ki Tanrımmm n'aptım beeeen?! Ya n'olur sistem geri yüklemesi yaaaap! moduna gecemeden o ruh hali son buldu kendiliğinden :)
Bu gün 10 Kasım! anlamıs değilim o siren sesinde bile durmayıp devam eden insanları! Kınıyorum diyeceğim ama onlar kınanmayı dahi haketmiyorlar! Yahu adamlar trafik esnasında araclarını sağa cekip durdular be sen 2 dakkacık yürümeyi kesip bekleyemiyor musun?! Düsününce bile sinirleniyorum ya, köpekler! Neyse.. Derste de sevgili saygılı biricik hocamız da bu konuya değindi bir takım seyler anlattı falan tüylerim diken diken oldu.. Elin gavurunun bile Atatürk'e saygısı sonsuzken bizimkiler teeeeeeeyteeey yani!
Öğlene kadar dersimizin sonunda K ile Besiktasa gectik. N'apsak oolom nereye otursak derken, dedim gel Starbucks'a ya nereye gitcez baska diye..
Starbucks'a bir ara her Allah'ın günü gidiyordum abartısız güvelik agabey ile kanki falan olmustuk hatta :)
Fakat 3-5 kahve cesidini sürekli aldığımdan diğerlerini bilmem. K'da gidip karamel moçiato mudur nedir onu istedi dedim ben bunu demem yanlıs söylerim falan aaay ezikleer ilk kez starbucks'a gelmisler heraldaaa diye arkamdan konusurlar falan aman yarabbim! Neyse oflaya puflaya ona söylettim ve doğru söyleyince bir rahatladım sorma haha
O bu değil de vize tarihleri belli olmus nasıl icim acıdı nasıl icim acıdı! 22 Kasım Pazartesi ilk sınavımıza gireceğiz ki bence o bize iyice bir girecek o ayrı bir mevzu bahis :))
K ile vize öncesi bir kamp organizasyonuna giriseceğiz! Hic değilse "o kadar calıstık abi bi bok olmadı sikijemm ya" diyebiliriz.
Besiktas'tan Üsküdar'a geciyorum abbbooo! Motor nasıl sallanıyor dedim öldüm herhalde. 2 saniyede vasiyetnamemi aklımdan gecirdim telefonumu suna, İstanbul kart'ımı suna, okul kartım hatıra kalsın annemlere, kıyafetlerimi kimseye vermesinler mümkünse benimle beraber gömsünler! Yar etmem kimselere onları -.-
Ben bunları düsünürken baktım ki gelmisiz bile :) Neyse elbet vasiyetname yazacağım bir ön hazırlık olmus oldu canımmmm (salaklık olarak nitelendiremiyorum ya illa ki bir sey bulacağım yani)

M: Beyler (ci) kullanıyor musunuz?
E & K: Yok yok.
M: Hani bir cocuk var ya sizinle Büyücü o kullanıyor mu?
E: Yok ta önde oturuyor o su an (bir yarılma efekti verdi orda hayvanat)
M: Hadi yaaaaa iyi ki baska bir sey demedim duymadı mı?
... vs vs de Büyücü ne alaka halen daha cözmüs değilim. Gothic takılsam falan amenna diyeceğim de yani büyücüye benzer bir yanım da yok? Ama baya bir güldüm sonra da kitabıma geri döndüm.
İndik "Ooo Depardiéu hic selam da vermiyon hacı ya?" deyince "Selam" dedim aslında diyecektim orda ona "Ne o büyücülerle konusuyor musun sen vallahi sana hokus pokus yaparım haaa!" diye ama dedim Depardiéu eski okulda ne geldiyse basına cenenden geldi sus otur assağıya. Lakin daha bitmedi! Büyücü lafını gündeme getircem beeeeeeeeen! Yoksa vallahi ölürüm kudururum biterim can cekisirim yani

Hey Allah'ım heeeeeeeey! Bazen zeka denen seyi dağıtırken bazılarını unuttuğunu düsünüyorum.. Gercekten :)
xoxo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder