21 Eylül 2010 Salı

karanlık, soğuk bir gün

aslında sabaha yine onsuzlukla uyandım, hemde saatimin calmaması ile gayette gec kalarak..
gözümü actığımda bir "hass*ktir!" cektim sesli bi sekilde
kalkıp hazırlanıp rüzgar gibi cıkmam gerekti evden
kafamda tonlarca sey rüyanın etkileri, arkadasımın beni öldüreceği düsüncesi, havanın nasıl olduğu, ne giyeceğim düsüncesi vesaire vesaire..
öyle böyle galataya gittim bugün..
ortam otantikti, bana seni anımsattı
hava soğuktu, tenin gibi
rüzgar sertti, sesin gibi
ve karanlıktı sokaklar, odan gibi
senden bahsettim sık sık, fotoğrafını gösterdim
bazen ic cektim, bazen gözlerim doldu
gitgide kanımdan cıkıyosun sanırım
baska tenler arayısındayım, oysa ki senden baskası değmesin isterdim tenime..
ama artık öyle bi hale geldim ki sevgilim sırf kokun üzerimden gitsin diye yoldan cevirip yatağa atabilirim herhangi birini
belki hakkımda kötü düsünürsün..
umrumda değil! icimdeki yanan her gün de bıkmadan artan o alevi bilemezsin!
her gece bastırmaya calıstığım o tutkuyu göremezsin
sancılarımı hissedemezsin..
aslında düsünmeye basladım da, sen nesin?
sorunun cevabını merak ediyosan bana sorma
cözemedim ben seni..
öperken askı hissettiğim insan
öptükten sonra bi yabancı
sevisirken cümleler sarfederken
sevistikten sonra yalancı..
icimde ufak bi umut besliyorum, adını sen koydum
eğer mucize olup ararsan onu seninle tanıstırcam
senin gibi giydirip senin gibi kestircem saclarını
ve eğer yine terkedersen beni..
ona bakıp seni görcem geceleri..
xoxo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder