1 Ekim 2010 Cuma

kısa bir ara ve hemen ardından karsınızda..

bayadır yazmıyorum.. yazacak biseyim olmadığından değil
acılarıma tuz basmamak icin..
ne yaparsam yapiyim o tuz yine yaranın yollarını her halukarda buluyo gerci :)
tam 15 gün oldu seni görmeyeli, sesini duymayalı, kokunu icime cekmeyeli 15 gün oldu..
zaman ne kadar cabuk geciyo yahu diyodum ya hep "daha dün gibi.." diye harbiden asıl simdi anlıyorum gercekten daha dün gibi.. tamamı ile dün gibi
ve günden güne artan bu lanet his!
kahrolasıca tutku!
ve..
özlemek..
hemde gereğinden fazla özlemek
her zaman derler ya "umut"unuzu kaybetmeyin diye ilk o felsefeyi göze aldım onu uygulayacaktım fakat baktım da bende o "umut" denen sey hic olmamıs ki kaybediyim.. hic "belki"m olmamıs ki tereddüt ediyim.. sen hic "benim" olmamıssın ki benimsiyim..
hep yabancıymıssın aynı yatakta yatarken bile yabancıymıssın
sadece rolünü iyi yapan bir aktörmüssün, gercekten iyi oynadın
o kadar iyi oynadın ki, basta bunun oyun olduğunu bilen ben oyun olduğunu bile bile vuruldum sana
acılara tam göğüs germisken, acıya battım adeta..
iğnelerin arasındayım resmen ne tarafa dönersem döniyim hep bir batma hissi hep bir acı ve hep kan..
ve sonunda yara..
kabuk bağlıyosun sonra her yaranın bağladığı gibi
ama benim cocukluktan beri alıskanlığımdır, kabuğu koparıyorum
izi kalıyo yaranın, gecen her günün teker teker kaldığı gibi..
xoxo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder